Tutsaklar arasında bir köşeye sinmek
Ya da savaşta ölmekten başka çareniz kalmayacak.
Bütün bunlara karşın RAB’bin öfkesi dinmedi,
Eli hâlâ kalkmış durumda.
Asur’u tanrısız ulusa karşı salacağım;
Soyup yağma etmesi,
Sokaktaki çamur gibi onları çiğnemesi,
Öfkelendiğim halkın üzerine yürümesi için
Buyruk vereceğim.”
Rab Siyon Dağı’na ve Yeruşalim’e karşı tasarladıklarını yapıp bitirdikten sonra şöyle diyecek:
“Asur Kralı’nı kibirli yüreği,
Övüngen bakışları yüzünden cezalandıracağım.
Çünkü, ‘Her şeyi bileğimin gücüyle,
Bilgeliğimle yaptım’ diyor,
‘Akıllıyım, ulusları ayıran sınırları yok ettim,
Hazinelerini yağmaladım,
Güçlü kralları tahtlarından indirdim.
Elimi yuvaya sokup kuş yumurtalarını toplar gibi
Ulusların varını yoğunu topladım.
Terk edilmiş yumurtaları nasıl toplarlarsa,
Ben de bütün ülkeleri öyle topladım.
Kanat çırpan, ağzını açan,
Sesini çıkaran olmadı.’ ”
Balta kendisini kullanana karşı övünür mü?
Testere kendisini kullanana karşı büyüklenir mi?
Sanki değnek kendisini kaldıranı sallayabilir,
Sopa sahibini kaldırabilirmiş gibi...
O gün İsrail’in sağ kalanları,
Yakup’un kaçıp kurtulan torunları,
Kendilerini yok etmek isteyene değil,
Artık içtenlikle RAB’be, İsrail’in Kutsalı’na dayanacaklar.
Bu nedenle Rab,
Her Şeye Egemen RAB şöyle diyor:
“Ey sen, Siyon’da yaşayan halkım,
Asurlular, Mısırlılar’ın yaptığı gibi
Sana değnekle vurduklarında,
Sopalarını sana karşı kaldırdıklarında korkma.
Ben, Her Şeye Egemen RAB,
Midyanlılar’ı Orev Kayası’nda alt ettiğim gibi,
Onları da kırbaçla alt edeceğim.
Değneğimi Mısır’a karşı nasıl denizin üzerine uzattımsa,
Şimdi yine öyle yapacağım.