“Halkım yitik koyunlardır,
Çobanları onları baştan çıkardı.
Dağlarda başıboş dolandırdılar onları,
Dağ, tepe avare dolaştılar,
Kendi ağıllarını unuttular.
Kim bulduysa yedi onları.
Düşmanları, ‘Biz suçlu değiliz’ dediler,
‘Çünkü onlar gerçek otlakları olan RAB’be,
Atalarının umudu RAB’be karşı günah işlediler.’
Çünkü birbiriyle anlaşmış büyük ulusları
Kuzeydeki topraklardan kışkırtıp
Babil’in karşısına çıkaracağım.
Babil’le savaşmak üzere karşısına dizilecek,
Onu kuzeyden ele geçirecekler.
Okları usta savaşçı oku gibidir,
Hiçbiri boş dönmeyecek.
Her yandan ona karşı savaş narası yükseltin!
Teslim oldu, kuleleri düştü,
Surları yerle bir oldu.
Çünkü RAB’bin öcüdür bu.
Ondan öç alın.
Yaptığının aynısını yapın ona.
O günlerde, o zamanda” diyor RAB,
“İsrail’in suçu araştırılacak
Ama bulunamayacak;
Yahuda’nın günahları da araştırılacak
Ama bulunamayacak.
Çünkü sağ bıraktıklarımı bağışlayacağım.”
Ama onların Kurtarıcısı güçlüdür,
O’nun adı Her Şeye Egemen RAB’dir.
Onların ülkesine huzur,
Babil’de yaşayanlaraysa kargaşalık getirmek için
Davalarını hararetle savunacak.
Yay, pala kuşanmışlar,
Gaddar ve acımasızlar.
Atlara binmiş gelirken,
Kükreyen denizi andırıyor sesleri.
Savaşa hazır savaşçılar
Karşına dizilecekler, ey Babil kızı!
Şeria çalılıklarından
Sulak otlağa çıkan aslan gibi
Kildaniler’i bir anda yurdundan kovacağım.
Seçeceğim kişiyi oraya yönetici atayacağım.
Var mı benim gibisi?
Var mı bana dava açacak biri,
Bana karşı duracak çoban?”
Bu yüzden RAB’bin Babil’e karşı ne tasarladığını,
Kildan ülkesine karşı ne amaçladığını işitin:
“Sürünün küçükleri bile sürülecek,
Halkı yüzünden otlakları çöle dönüştürülecek.