Men Retfærdigheden af Tro siger således: Sig ikke i dit Hjerte: Hvem vil fare op til Himmelen? nemlig for at hente Kristus ned;
[] İmana dayanan doğruluk ise şöyle diyor: “Yüreğinde, ‘Göğe –yani Mesih’i indirmeye– kim çıkacak?’ ya da, ‘Dipsiz derinliklere –yani Mesih’i ölüler arasından çıkarmaya– kim inecek?’ deme.”
eller: Hvem vil fare ned i Afgrunden? nemlig for at hente Kristus op fra de døde.
[] İmana dayanan doğruluk ise şöyle diyor: “Yüreğinde, ‘Göğe –yani Mesih’i indirmeye– kim çıkacak?’ ya da, ‘Dipsiz derinliklere –yani Mesih’i ölüler arasından çıkarmaya– kim inecek?’ deme.”
Hvorledes skulde de nu påkalde den, på hvem de ikke have troet? og hvorledes skulde de tro den, som de ikke have hørt? og hvorledes skulde de høre, uden der er nogen, som prædiker?
Ama iman etmedikleri kişiyi nasıl çağıracaklar? Duymadıkları kişiye nasıl iman edecekler? Tanrı sözünü yayan olmazsa, nasıl duyacaklar?
Men jeg siger: Har Israel ikke forstået det? Først siger Moses: "Jeg vil gøre eder nidkære på et Folk, som ikke er et Folk, imod et uforstandigt Folk vil jeg opirre eder."
[] Yine soruyorum: İsrail anlamadı mı? Önce Musa, “Ben sizi ulus olmayanla kıskandıracağım,
Anlayışsız bir ulusla sizi öfkelendireceğim” diyor.