Davut çölde saklandığı yerdeyken bazı Gadlılar da ona katıldı. Bunlar savaşa hazır, kalkan ve mızrak kullanabilen yiğit adamlardı. Yüzleri aslan yüzü gibiydi, dağlardaki ceylanlar kadar çeviktiler.
Onları karşılamaya çıkan Davut şöyle dedi: “Eğer bana yardım etmek için esenlikle geldiyseniz, buyrun bize katılın. Ama ben haksızlık yapmamışken beni düşmanlarımın eline teslim etmeye geldiyseniz, atalarımızın Tanrısı bunu görsün ve sizi yargılasın.”
Tanrı’nın Ruhu Otuzlar’ın önderi Amasay’ın üzerine indi. Amasay şöyle dedi: “Ey Davut, seniniz biz!
Ey İşay oğlu, seninleyiz!
Esenlik olsun sana, esenlik!
Seni destekleyenlere de esenlik olsun!
Tanrın sana yardım edecektir.”
Davut onları iyi karşıladı ve akıncıların başı yaptı.
Davut Filistliler’le birlikte Saul’a karşı savaşmaya gidince, Manaşşe oymağından da bazı kişiler onun yanına geçtiler. Ne var ki Davut’la adamları Filistliler’e yardım etmediler. Çünkü Filist beyleri birbirlerine danışıp, “Davut efendisi Saul’a dönerse başımızdan oluruz” diyerek onu geri göndermişlerdi.
Davut Ziklak’a gittiğinde yanına geçen Manaşşeliler şunlardır: Adna, Yozavat, Yediael, Mikael, Yozavat, Elihu, Silletay. Bunlar Manaşşe’de bin kişilik birliklerin komutanlarıydı.
İssakaroğulları’ndan 200 kişi. Bunlar İsrailliler’in ne zaman ne yapması gerektiğini bilen kişilerdi. Boy başlarıydı ve bütün akrabalarını yönetirlerdi.
Bunların hepsi savaşa hazır yiğit askerlerdi. Büyük bir kararlılıkla Davut’u bütün İsrail’in kralı yapmak için Hevron’a geldiler. Geri kalan İsrailliler de Davut’u kral yapma konusunda aynı düşüncedeydiler.
İssakar, Zevulun ve Naftali’ye kadar yayılmış olan yakınları da yiyecek yüklü eşeklerle, develerle, katırlarla, öküzlerle geldiler. Bol miktarda un, incir pestili, kuru üzüm salkımları, şarap, zeytinyağı, çok sayıda sığır ve davar getirdiler. Çünkü İsrail’de sevinç vardı.