Isus le -a dat voie. Şi duhurile necurate au ieşit şi au intrat în porci; şi turma s'a repezit de pe rîpă în mare: erau aproape două mii, şi s'au înecat în mare.
İsa’nın izin vermesi üzerine kötü ruhlar adamdan çıkıp domuzların içine girdiler. Yaklaşık iki bin domuzdan oluşan sürü, dik yamaçtan aşağı koşuşarak göle atlayıp boğuldu.
Isus nu i -a dat voie, ci i -a zis: ,,Du-te acasă la ai tăi, şi povesteşte-le tot ce ţi -a făcut Domnul, şi cum a avut milă de tine.``
Ama İsa adama izin vermedi. Ona, “Evine, yakınlarının yanına dön” dedi. “Rab’bin senin için neler yaptığını, sana nasıl merhamet ettiğini onlara anlat.”
Atunci a venit unul din fruntaşii sinagogii, numit Iair. Cum L -a văzut, fruntaşul s'a aruncat la picioarele Lui,
Bu sırada havra yöneticilerinden Yair adında biri geldi. İsa’yı görünce ayaklarına kapandı, “Küçük kızım can çekişiyor. Gelip ellerini onun üzerine koy da kurtulsun, yaşasın!” diye yalvardı.
şi I -a făcut următoarea rugăminte stăruitoare: ,,Fetiţa mea trage să moară; rogu-Te, vino de-Ţi pune mînile peste ea, ca să se facă sănătoasă şi să trăiască.``
Bu sırada havra yöneticilerinden Yair adında biri geldi. İsa’yı görünce ayaklarına kapandı, “Küçük kızım can çekişiyor. Gelip ellerini onun üzerine koy da kurtulsun, yaşasın!” diye yalvardı.
Ei îşi băteau joc de El. Atunci, după ce i -a scos afară pe toţi, a luat cu El pe tatăl copilei, pe mama ei, şi pe cei ce -L însoţiseră, şi a intrat acolo unde zăcea copila.
Onlar ise kendisiyle alay ettiler. Ama İsa hepsini dışarı çıkardıktan sonra çocuğun annesini babasını ve kendisiyle birlikte olanları alıp çocuğun bulunduğu odaya girdi.